14 Ocak 2014 Salı

Gripten korunmak için ne yapmalı

Gripten korunmak için bunları yapın

Domuz gribi salgınıyla karşı karşıya kaldığımız şu günlerde bu salgından korunmak için neler yapmalı?

Öncelikle iyi bir bağışıklık sisteminin sırrı dengeli ve düzenli beslenmekten geçiyor.

Gripten korunmak için bunları yapın!

Antioksidan kapasiteyi ve posa alımını arttırmak için günde 5-9 porsiyon taze sebze ve meyve tüketin.

Prebiyotik-probiyotikler sizin bağışıklık sisteminizi güçlendirecektir be nedenle günde 1-2 porsiyon yoğurt tüketin.

Zengin omega-3 kaynağı olan ton balığı, lüfer, istavrit ve palamut gibi yağlı balıkları haftada iki kez tüketin.

En kaliteli ve ucuz protein kaynağı olan yumurta kolin içeriğiyle bağışıklık sistemimizi desteklemektedir bu nedenle haftada 3-4 kez yumurta tüketin.

Omega-3 içeriği ve antioksidan kapasiteleriyle fındık, ceviz ve badem bağışıklık sistemini desteklemektedir.

Günlük sıvı alımınızı arttırın ve daha yüksek antioksidan etkiye sahip olmaları sebebiyle siyah çay yerine yeşil ve beyaz çay tercih etmeye çalışın.

Sağlıklı bir kış geçirmeniz dileğiyle…

Sevgiler

Öğr.Diyetisyen Sevgi Sevmez
Twitter.com/Sdiyet
http://www.sdiyet.com/

13 Ocak 2014 Pazartesi

Evde doğal elma sirkesi nasıl yapılır?


Bugün size benim yeni favorimden bahsedeceğim. Hatırlarsanız yazın evde kendi bitki yağımı kendim yaptığımdan bahsetmiştim. Bugünlerde ise favorim sirke yapımları. Herşey birkaç ay önce, sirke ile ilgili bir yazıda Prof. Dr. Ayten Altıntaş’tan ,satın aldığımız sirkelerin fabrikalarda içine asetik asit dökülerek birkaç saat içinde yapıldığını ve sağlığa çok zararlı olduğunu öğrenmemle başladı. Sonra ev sirkesinin hem çok lezzetli hem de her derde derman olduğunu öğrenince kolları sıvadım tabi. Evde sirke yapımlarına başladım. İlk denemem elma ve portakal sirkeleri oldu, ardından limon sirkesi yaptım ve gayet başarılı oldular. Nar sirkesini ise beceremedim, rengi muhteşemdi, fakat küflendi ve çöpe gitti ne yazıkki. Birşeyi yanlış yaptım galiba. Aslında olsaydı gıda boyası yerine tatlı ve pastalarda denenebilecek müthiş bir renge sahipti. Yapay gıda boyası yerine nar sirkesi bir alternatif olabilir kesinlikle doğal ve zararsız.

 Eskiden köylerde büyük toprak varillerde yapılırmış sirkeler. Daha sonra ne olduysa bu adetlerimizden kopuvermişiz. Şehre yerleşme ve fabrikasyon sirkelerin çıkması biz de “nasıl olsa hazırı var” düşüncesini oluşturmuş. Ve sirkeyle olan bağlarımız kopmuş. Sanayinin de sınır tanımayan herşeyi ucuza imal etme mantığı bizi sağlımızdan etmiş. Fabrikalarda 2 saat içinde, içerisine asetik asit eklenerek oluşturulan berrak sıvıya “sirke” demeye dilim varmıyor. Doğal sirke zaten o kadar asitli de olmuyor. Doğal sirkenin lezzetini bilmediğimiz için o sirke sanarak aldığımız şey bize güzel geliyor. Haydi hep birlikte evde sirke yapmaya. Elma sirkesini ben elmanın sadece dış kabuk ve çekirdek kısımlarından yaptım. Zaten şehrin ortasında bütün elmadan sirke yapmak hayal. Bir ton para verip aldığımız meyveyi yeyip, kalan kısımlarından sirke yaptım.

Aslında köy yerinde yazın ağaçlar meyve dolu. Yere düşüp çürüyorlar. İşte onlar tam sirke yapmalık. Gelelim zararsız, ucuz, temiz ve doğal elma sirkesinin yapımına: evde elma sirkesi Elinizdeki elma kabuk ve çekirdek kısımlarını bir cam kavanoza doldurun. Üzerine 1/4 elma, 3/4′ü içme suyu olacak şekilde su doldurun. Eğer keskin seviyorsanız elmaların üzerine kadar su doldurun. Kavanoza elinizde varsa bir kaşık elma sirkesi ya da bal ekleyin. İlk yaptığım zaman bal eklemiştim. Sonrakilerde ben bal eklemedim. Bu işlem sirkenin mayalanmasını kolaylaştırıyor. Eklenmese de oluyor. Kavanozu güneş görmeyen biryerde ağzı açık, tülbent bağlı şekilde saklayın. Ya da benim yaptığım gibi kavanozun tepesine bir kumaş kese ve lastik geçirip hem ağzının açıkta kalmasını hem de karanlıkta kalmasını sağlayabilirsiniz. Bu şekilde elmaların 15-20 günde çürümesi sağlanır. Bu süre içinde yine elma ekleyebilirsiniz. Elmalar suda iyice çürüyüp yumuşadıktan sonra, bu karışımı tülbentten süzün ve elma cüruflarını çöpe atın. İçerisine 2-3 nohut, bir parça ekmek, biraz kalın tuz atarak sirke kavanozunun kapağını kapatın. Kapatırken sirkeye bir isim verin, mesela Ayşe. Kapağı kapatırken “adını Ayşe verdim 40 gün sonra seni çağıracağım” diyerek sirkenizi kurun. (Bu isim verme işlemini kayınvalidemden öğrendim.) Kırk gün sonra ise sirkenizi ismiyle çağırarak açabilirsiniz. Tabi sirkenin üzerinden ne kadar zaman geçerse o kadar lezzetli ve değerli olduğunu söyler eskilerimiz. elma sirkesi İkinci olarak ise portakal sirkesini denedim. Ne duymuş ne de görmüşlüğüm vardır. Sırf soyduğum portakal kabukları çöpe gitmesin diye yaptım sirkesini. Yani ben uydurdum diyebilirim. Kötü olursa yemeklerde kullanmasam bile temizlik için kullanırım diye düşündüm. Gerçekten hiçbirşeyi çöpe atmamak lazım. Portakal ve limon sirkesini de tıpkı elma sirkesi gibi kabuklarından yaptım. Gelelim elma sirkesinin kullanım alanı, fayda ve şifalarına. Birçoğu kendi tecrübe ettiklerimdir: Elma sirkesini hem bakterileri hem virüsleri hem de mantarları öldürmek için kullanabilirsiniz.

 Elma sirkesi çok iyi bir koku giderici ve dezenfekte edicidir. Koku gidermek istediğiniz yerlerde rahatça kullanabilirsiniz. Ayrıca mutfak bezlerinin dezenfeksiyonunda da kullanabilirsiniz. Elma sirkesini çamaşır makinesinde yumuşatıcı gözünde kullanıyorum. Hem çamaşırları yumuşatıyor hem de deterjanın zararlı koku ve etkilerini azaltıyor. Ayrıca düşük sıcaklıklarda yıkanan çamaşırlarda koku problemi olmuyor. Bir diğer şey ise çamaşırlardaki lekeleri çıkardığını hayretle gözlemledim. 3-4 sene önceden kalma bir lekeyi çıkardığını farkettim. Bulaşık makinesinde parlatıcı gözünde elma sirkesi kullanıyorum. Diğer parlatıcılar yapay olup durulanmadıkları için direkt midemize iniyor. Çoluk çocuğunuza parlatıcı yedirmek istemezsiniz değil mi? Güneş yanıkları, sinek ısırıkları gibi kaşıntılı durumlarda elma sirkesini bir pamuğa damlatın ve kızarık yere uygulayın. Acısını alıp kaşıntıyı geçirecektir. Elma sirkesi ile suyu karıştırarak camlarınızı temizleyin. En pahalı deterjanlara taş çıkardığını hayretle gözlemleyeceksiniz. Ayrıca elma sirkesi halınıza aniden birşey döküldüğünde harika bir temzileyicidir. Lekelenen yeri bol sirkeli bezle silin, lekeden eser kalmayacaktır. Karbonat ve elma sirkesi ile (yada portakal sirkesi de olabilir) lavaboları ovduğumda ışıl ışıl parladığını ve kirlenmenin geciktiğini gözlemledim. Elma sirkesi ile dişler fırçaladığında ağızda müthiş bir ferahlık oluyor ve dişleri beyazlatıyor.

 Elma sirkesi ve soda karışımı çok iyi bir cilt temizleyicisi. Sivilceler için de çok faydalı bir karışım. Elma sirkesinin topuk dikenine iyi geldiğini pekçok kaynaktan okudum. Bunun için yapmanız gereken topuk dikenini sürekli sirkeyle temas ettirmek. Bir beze sirke dökerek ayağa bağlamak ve ayağı sirkeli suda bekletmek çok faydalı. Saçlarınızın kepeksiz olması ve ışıldaması için elma sirkesini kullanabilirsiniz. Elma sirkesini ayrıca hazım problemleri, sinüs enfeksiyonları, saç dökülmesi, kilo vermek için, reflü, gut, artrit, sistit, mantar enfeksiyonu, yüksek tansiyon, menopoz sıkıntıları, siğil, ayak-vücut kokusu, zona, uçuk, varisler, uykuya dalmada güçlük,yorgunluk ve kolestrolde güvenle kullanabilirsiniz. Kanser, şeker hastalığı ve kemik erimesinden korunmak için de elma sirkesinden faydalanabilirsiniz. Tabi sağlıkla ilgili olan kısımlarda kesinlikle hazır sirke kullanmayın. Çünkü faydadan çok zarar getirecektir. Sirke hakkında son birşey de elma sirkesinde çeşitli bitkileri bekleterek, bitki sirkeleri yapabilirsiniz. Mesela size iyi gelen şifalı bir bitkiyi yaptığınız elma sirkesinde 20 gün-1 ay kadar bekletin. Böylece elma sirkesinin şifasını iki katına çıkarmış olursunuz. Mesela adaçayı menopoz sıkıntılarında çok önemli bir bitkidir. Adaçayı sirkesini yaparak salatalarınıza ve yemeklerinize kullanıp sıhhatli bir yaşam sürdürebilirseniz. İlaç kullanmadan, yan etki görmeden..


11 Ocak 2014 Cumartesi

Gergedan Boynuzu cinsel uyarıcı haplar sahte çıktı.


Sağlık Bakanlığı'nın hem ceza hem de toplatma kararı verdiği Gergedan ilacını satanlar akıl almaz yöntemler deniyor. En çok dinlenen radyo frekanslarına özel bir sistemle girerek reklam yapılıyor.

Radyo, televizyon ve internet reklamlarında, 'Çayına, meyve suyuna, suyuna 7 - 8 damla damlatın, 20 dakika bekleyin. Göreceksin o kadın bunu içtikten sonra sabit bir yerde otursun. Ben bu işi bırakırım' yalanıyla pazarlananan "Gergedan"a, Sağlık Bakanlığı'ndan hem ceza hem de toplatma kararı çıktı.

ALETLER BAĞ EVİNDE ÇIKTI

59 liraya satılan karışımla ilgili uyanık girişimciler yaratıcı bir yöntem buldular. Türkiye'nin en çok dinlenen radyoların merkezlerinin yakınlarına sivil araçlarla giden dolandırıcılar, araçların içindeki özel sistemle frekanslara girip yayını durdurdular ve bu frekanslar üzerinden kendi reklamlarını yaptılar. Sabah'ta yer alan habere göre; Radyo yayınlarının sık sık kesilmesi üzerine Sağlık Bakanlığı tüm emniyet birimleriyle iş birliği yapılması için girişimde bulundu. 4 Haziran'da Kahramanmaraş Cumhuriyet Savcılığı'nın talimatıyla ilk operasyon gerçekleşti. Kahramanmaraş Güvenlik Şube Müdürlüğü, Basın - Yayın Bürosunun yürüttüğü operasyonda Radyo ve Televizyon Üst Kurulu (RTÜK) tarafından tahsis edilmiş 13 radyonun yayınına 'korsan' yollarla girerek reklamını yapan sivil araca el koyup, sistemi kontrol ettikleri bağ evine baskın düzenledi.

SAHİBİNİ TANIYAN YOK

İnternette adeta peynir ekmek gibi satılan ürünün sahibi ise bilinmiyor. İnternetten satış yapan sipariş hattındaki yetkililere, 'Gergedan'ın sahibi kim' diye sorduğumuzda, 'Kendisini görmedik. Ancak internette videoları var. Aktar Kör İsmail olarak biliyoruz. Bir de Ömer Hoca'nın tanıtımlarını izliyoruz' karşılığını verdiler. İnternet sitelerinde, 'Yılın patlamasını yaşamaya hazır mısınız, gecenizi renklendirin, eşinizi mutlu edin' sloganıyla satılan ürün, özel kampanyalarında kadınlarda cinsel gücü artırdığı iddiasıyla sıvı ve tablet olarak satılıyor. Günde 10 bin adet satıldığı tespit edilen 'Ekşın Gergedan Boynuzu" markalı ürün için Sağlık Bakanlığı, Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumu, 81 ilin sağlık müdürlüklerine, Tarım ve Gıda Bakanlığı'na, RTÜK, Maliye ve Gümrük Bakanlıkları, Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu'na (BTK), Emniyet Genel Müdürlüğü'nün de aralarında bulunduğu çok sayıda kuruma bir yazı gönderdi. Yazıda ürünün "Türk Gıda Kodeksi Etiketleme Yönetmeliği'nde belirlenmiş olan sağlık beyanlarına uygun olmadığından, tedavide etkinliği ve güvenirliği olmayan ürünün tüketicileri yanıltıcı yönde tanıtım ve satışı yapılmaktadır. Yazılı görsel ve internet sitelerinin reklamlarının durdurulması ve sağlık beyanı ile satışı yapılan her türlü yerden toplatılması gerekmektedir" sözlerine yer verildi.

KALP KRİZİ RİSKİ TAŞIYOR

Sözde ilaçla ilgili Sağlık Bakanlığı ve Savcılıklara da tüm Türkiye'den ihbar yağıyor. Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumu yetkilileri "Kurumumuza iletilen çok sayıda başvurudan, radyo kanallarında yapılan tanıtımlar ile internet incelemelerinde, Ömer Hoca adlı kişinin özellikle radyo reklamlarında 10 yıldır bu işi yaptığını, kitaplarında ve konferanslarında konuyu anlattığını, kadınlar için de istek arttırıcı damla ürettiğini anlatıyor. Bu çerçevede yapılan incelemelerde bu karışımların kalp krizi riski taşıdığı ve sağlığa zararlı olduğunu tüm ilgili kurumlara ilettik..."

"MUCİZE YALANI"

'Kilo verdirici, kilo aldırıcı, boy uzatıcı, cinsel performansı artırıcı, sigara bıraktırıcı ve hastalıkları iyileştirici' niteliklerle tanıtımı yapılan karışımdan alınan numunelerle yapılan labaratuvar testlerinin sonuçları da sağlığa zararlı çıktı. Ürünün ithaline ve üretimine acilen el konulması kararı alındı. Ani ölümler, kalp promlemleri riski taşıyan karışımla ilgili Sağlık Bakanlığı yetkilileri "Yasadaki açıklardan faydalanıyorlar. Yaptığımız yeni düzenlemelerle artık bu sorunları ortadan kaldırdık. Sıkı bir denetim ve önemli cezai şartlar getirildi. Söz konusu şirketler, kimi zaman noter onaylı kimi zaman Tarım Bakanlığı'ndan aldığı izni 'onay' gibi gösteriyorlar. Bazen kozmetik olarak bildirdikleri bir ürünü Sağlık Bakanlığı izinli imajı ile pazarlıyorlar. Bu ürünlere herhangi bir izin, ruhsat veya belge verilmemektedir. Vatandaşlarımız, mucizevi etkisi olduğu ileri sürülen ürünlere ilgi göstermesin" diye konuştu.

8 Ocak 2014 Çarşamba

Nar kabuğu mucize faydaları nelerdir?


Nar kabuğu mucizesi

Tacıyla adeta meyvelerin kralı olan nar, her derde deva bir ilaç. Hem de her yönüyle..

Tacıyla adeta meyvelerin kralı olan nar, her derde deva bir ilaçtır. Nar bağışıklık sistemini güçlendirerek, bizleri başta kanser olmak üzere pek çok hastalıktan da korumaktadır. İçerdiği flovanoidler, vitaminler, polifenoller, antosiyaninler, taninler vasıtasıyla kolesterol ve şekeri de dengeleyen nar kalp ve damar sağlığımızı koruduğu gibi, kanser hücrelerinin de gelişmesini çok önemli oranda engellemektedir.

Mucizevi bir şifa kaynağı olan nar kabuk, zar, çekirdek ve sudan oluşmaktadır.

Nar suyunun genel damar sağlığını, özellikle de kalbi koruduğu, damar tıkanıklıklarını geriletme ve tansiyon düşürücü etkileri herkes tarafından bilinmektedir. İnsanlar narı, suyunu içerek tüketmektedir. Narın içindeki zarlar ile yendiğinde mide ülserini iyileştirdiği ise pek az kişi tarafından biliniyor. Yine son günlerde pek çok firmanın satışa sunduğu nar çekirdeği yağı,çok değerli punicic acid içermektedir. Nar çekirdeği yağı özellikle cildimizde kırışıklıkları ve yaşlanmayı gidermekte, saçlarımızda canlılık ve saç çıkarıcı etkileri nedeniyle ilaç endüstrisi tarafından önemli miktarda kullanılmaktadır.



''Nar kabuğu,suyundan daha fazla değerlidir''

Nar suyu bir ilaç gibi sağlığımız için faydalıdır, ancak kabuğu suyundan daha fazla değerlidir. Nar kabuğu içinde bulunan ellagik asit, başta meme kanseri olmak üzere hemen hemen tüm kanser türlerini hem önleyici hem de iyileştirici faydalar sağlamaktadır. Nar kabuğundaki flavanoitler, fenolik bileşikler ve antioksidantlar suyundan çok daha fazla miktardadır. Nar kabuğunda bulunan ellagik asit antioksidan, anti-mutajen ve anti-kanser özelliklere sahiptir. Çalışmalar meme, yemek borusu, cilt, bağırsak, prostat ve pankreas kanserlerinde anti-kanser özelliğini göstermiştir. Ellagik asit P53 geninin kanser hücrelerince yok edilmesini engellemektedir. Ellagik asit kansere neden olan moleküllere bağlanarak onları çok önemli bir oranda etkisizleştirmektedir.

''Sıkılan narın kabukları asla atılmamalı''

Gölgede veya 40-50 dereceyi geçmeyecek ortamlarda kurutarak, ufaladığımız nar kabuklarını serin bir yerde saklayalım. Daha sonra 100 gram kaynamış suya, 2 gram nar kabuğu atarak, yaklaşık 10 dakika kaynatıp suyunu hemen her gün çay olarak tüketelim. Böylece başta kanser, kalp ve şeker hastalıkları olmak üzere pek çok hastalıktan kendimizi korumuş olacağız. Genelde tüm meyvelerde olduğu gibi narın da en değerli yeri kabuğudur. Bir ilaç gibi içtiğimiz nar suyundan arta kalan kabukları da asla atmayalım ve başta kanser, şeker ve kalp olmak üzere hemen hemen tüm hastalıklardan korunalım. (Özlem Özdemir - Beslenme ve Diyetetik Uzmanı)